Unutmak, Hatırlamaktan Daha Aktif Bir Süreç
İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç, belleğin biyolojisini yeniden tanımlayan güncel araştırmayı değerlendirdi.
Yeni yayımlanan bir bilimsel çalışma, belleğin doğasına ilişkin ezberleri bozuyor. Bulgular, “unutmanın pasif bir kayıp değil, aktif ve adaptif bir süreç” olduğunu ortaya koyuyor. İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç, çalışmanın sonuçlarını değerlendirerek, “Beyin biyolojisi açısından hatırlamak değil, unutmak çok daha fazla enerji gerektirir” dedi.
Unutma, pasif bir silinme değil; aktif bir yeniden düzenlemedir
Prof. Dr. Kılıç, klasik anlayışta unutmanın bilgilerin zamanla silinmesi olarak düşünüldüğünü hatırlatarak şunları söyledi:
“Yeni araştırmalar, unutmanın aslında beynin değişen koşullara uyum sağlamak için yürüttüğü bilinçli bir yeniden düzenleme olduğunu gösteriyor. Bellek izleri yani engramlar çoğu zaman tamamen yok olmaz; yalnızca erişimleri geçici olarak engellenir. Bu mekanizma, gereksiz bilgileri baskılayıp güncel bilgilere öncelik vermemizi sağlar. Yani unutmak, beynin davranışsal esnekliğini artıran bir adaptasyon biçimidir.”
Engram rekabeti: Unutmanın biyolojik temeli
Prof. Dr. Kılıç, unutmanın biyolojik zeminini oluşturan “engram rekabeti” kavramına da dikkat çekti:
“Beyinde aynı uyarana ait birden fazla bellek izi bulunabilir ve bu izler davranışsal ifade için adeta yarışır. Hangi hatıranın baskın hale geleceği, hangisinin bastırılacağı bu yarışın sonucunda belirlenir. Uyku, nöroplastisite ve duygusal yoğunluk gibi faktörler de bu süreçte etkilidir. Unutmak, bu biyolojik yarışın doğal sonucudur.”
Patolojik unutma: Sistemin bozulmuş hali
Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda görülen unutkanlığın da aynı sistemin bozulmuş versiyonu olduğuna değinen Prof. Dr. Kılıç, “Normalde adaptif olan unutma mekanizması, bazı durumlarda hatalı engramların aşırı etkinleşmesiyle özgün anıların erişimini engelleyebilir. Bu bakımdan araştırma, doğal unutma ile patolojik unutma arasında bir köprü kuruyor” ifadelerini kullandı.
“Unutmak bir kayıp değil, yeniden önceliklendirmedir”
Sonuç olarak Prof. Dr. Türker Kılıç, unutmanın beyin işlevleri açısından yeniden tanımlanması gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Unutmak aslında bir kayıp değil; beynin bilgi ağında yaptığı dinamik bir yeniden önceliklendirmedir. Engram rekabeti, hem hatırlamanın enerjik bedelini hem de yaşamın değişken koşullarına uyum yeteneğimizi açıklar. Beyin, varlığını sürdürmek için bilgiyi saklamak kadar, gerektiğinde unutmayı da öğrenmiştir.”







